Bırakınız sıkılsınlar, bırakınız "hoffff!"lasınlar.



İki çocuğu olan bir arkadaşım var. Karı-koca haftasonlarını çocuklara etkinlik ayarlamakla, evdelerse de yatana kadar her anlarını "eğlenceyle," çocukların ince motor, olmadı kalın motor, efendim işte üç boyutlu algılama vb. becerilerini geliştirmeye yönelik türlü etkinlikle doldurmaya çalışıyorlar. Artık eğlendireceğiz diye nasıl helâk oldularsa, kocası patlıyor: "Yahu bizim evimiz kreş mi? Biz kreş öğretmeni miyiz? Bir sakin." Genelde anlayıp etmeden babalara çemkirmeye çok yatkın olmakla birlikte hak veriyorum adama... Evi bir kreşe, bir sanat veya bilim atölyesine çevirmek ne anlamlı, ne de mümkün. Bir sakin...
(Buradan her "sıkıldım" dediğimde "gel" diye yanına çağıran ve parmağıyla koluma iğne yapar gibi yaptıktan sonra "geçer" diyen babamı rahmetle anayım. Ha, o zamanlar sinir olurdum, o ayrı. Şimdi "Lütfen bana 'sıkılmak iyidir deme anne!' diyen Ece bundan bir yirmi-otuz yıl sonra şu lafın değerini bilir, anlarsa, ne âlâ.)

Çocuk yetiştirmeye dair, huzurdan çok akıl veren pek çok yazı, kitap içinde en sevdiklerim, çocuğa sıkılma olanağının verilmesi konusunda ısrarcı olanlar... Muhtemelen kaçacak delik aradığım için... Gelgelelim, sıkılma, daha doğrusu sıkıntıyı geçirme telaşına düşmeme becerisi mühim... Aslında çocukları an be an eylemeye, eğlendirmeye çalışmak, sessizliğe/ boşluğa tahammül edemeyip her anı konuşarak doldurmaya çalışmaya benzer. Sürekli eğlenmek, sürekli mutlu olmak arayışı sağlıklı değildir. Sigaradan yemeye, tabletten televizyona her türlü bağımlılığın temelinde sıkılmamak arayışı da vardır az biraz. Dışarıdasın, arkadaş(lar)lasın diyelim... Sohbet tıkandı mı, hop bir şeyler yuvarla mideye; hop dans et, hop şarkı söyle; bunların hiçbiri yok mu? Bir sigara yak, sonra bir daha, sonra bir daha... En kötüsü, eh devir de müsait, al eline telefonu, fotoğraf çek, instagram'a koy. Sonra dakika başı kim beğenmiş, hikâyeyi kaç kişi görmüş, kaçı tanıdık. Sofrayı çek, selfie çek, onu çek bunu çek... Net yarım saat kurtardın. Whatsapp'a bak olmadı. Mutlaka bir gruptan bir şeyler gelmiştir. Lafı uzattım ama çocuğu sürekli eğlendirmeye çalışmanın altında işte tam da sessizlikleri doldurma, böyle bir boşluk korkusu var. Bir sakin... Hayatta sıkılmak da var. Hayatta can sıkıcı şeyler de var. Başarısızlık var, saçmalamak var (bu başarı konusuna bilahare değineceğim.) Şimdilik şu bakış açısını şuracığa bırakıyorum:






Çocuğa sıkılma olanağı vermek, onlara kendilerine ait bir alan açmak anlamına geliyor. İleride her canları sıkıldığında yemeğe, olmadı televizyona, olmadı tablete sığınmamalarını sağlamak, bu alanı açmaktan geçiyor. Bu alan, sadece çocuk için değil, sizin için de önemli... Sessizliği bozma telaşı olmadan karşılıklı susabilmek; eğlence telaşı olmadan bir süre hareketsiz kalabilmek çocuklar kadar, ebeveyn için de büyük gereksinim ve rahatlık...


Hâsılı efendim, sıkılmak faydalıdır. Bırakınız sıkılsınlar, bırakınız "hoofff" desinler. Buyurun gerisi ve âlâsı şurada.


Comments

Popular Posts